Milli Eğitim Bakanlığı, dünyada büyük bir ivme kazanan mesleki eğitim sürecini Türkiye’de de toplumun her kademesinde görünür kılmak ve işgücüne katılacak bireyler açısından da tercih edilebilirliğini sağlamak için çalışıyor.
2009 yılından itibaren meslek liselerine yönelik katsayı adaletsizliğinin önüne geçilmesi ve sağlanan birçok destekle mesleki ve teknik eğitime yönelim artarak devam etti. Bugün mesleki ve teknik eğitimi tercih eden öğrenciler, 9. sınıftan itibaren iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanıyor. Bu öğrencilere mesleki eğitim ve stajları süresince asgari ücretin en az yüzde 30’u tutarında ücret ödeniyor.
Aynı zamanda öğrenim gördükleri alan/dalda diploma ve işyeri açma belgesi ile birlikte seçmeli meslek dersleri ile ulaşabileceği ilgili mesleklere ait sertifika, aldığı ve başardığı modülleri, dersleri ve kredileri gösteren belge ve Avrupa Birliği ülkelerinde iş bulmalarına kolaylık sağlayacak Europass Sertifika eki veriliyor. Bunanla birlikte öğrenim gördükleri alanda teknisyen unvanına sahip oluyorlar.
LGS sonrasında yapılan tercihlerde ve nakil süreçlerinde mesleki ve teknik eğitime öğrenci tercihiyle oluşan ilginin geçen yıla göre yüzde 13 civarında arttığı görüldü. 7. sınıftan itibaren öğrencilerin becerileni keşfetmelerinin hedeflendiği “Zanaat Atölyeleri”, mesleki ve teknik eğitim bünyesinde 53 alan 114 dalda öğrenim gören öğrencilerin hayatın her alanında var olduklarını ortaya koyan “Ben Her Yerde Varım” projesi ve daha birçok çalışma ile mesleki ve teknik eğitim, dünya standartlarının üzerinde nitelikli insan gücünü yetiştirme hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.